Ayvalık  tesislerinde vereceğimiz moladan sonra, Çanakkale yolu üzerinden Lapseki’ye ulaşıyoruz. Lapseki’den Feribot ile Gelibolu’ya geçiyoruz ve Uygun bir tesiste Kahvaltı molamızı veriyoruz. Molamızdan sonra Dünyanın en uzun birinci taş köprüsü olan, II. Murat tarafından yaptırılan Uzunköprü’den ilerleyerek, yıllar boyu Osmanlı’ya başkentlik yapmış, 18. yüzyılda ise Avrupa'nın en büyük yedi şehrinden biri olan serhat şehri Edirne’ye ulaşıyoruz. Fatih Sultan Mehmet’in doğum yeri olan Edirne’nin Karaağaç kasabasına geçip 1.Abdülhamit devrinde yapılan, Filibe, Sofya ve Selanik’ten sonra Mimar Kemaletiin Bey’in tasarladığı 4 tarihi gardan birisi olan Karaağaç Tren Gar’ına gidiyoruz. Günümüzde gar binası Trakya Üniversitesi Rektörlük Binası olarak kullanılmaktadır. Daha sonra aynı bahçede yer alan ve Balkan Savaşlarının ardından Karaağaç’ın yeniden Türk topraklarına kazandırılmasını temsil eden Lozan Anıt’ı ve Lozan Müzesi’ni geziyoruz. Karaağaç gezimizin ardından Meriç nehri kıyısını takip ederek Edirne şehir merkezine devam ediyoruz ve ilk durak olarak Edirne ile özdeşleşerek bu kentin simgesi haline gelen, Mimar Sinan'ın 80 yaşında inşa ettiği ve "ustalık eserim" dediği Selimiye Camii oluyor. Osmanlı-Türk sanatının ve dünya Mimarlık tarihinin baş yapıtlarından birisi olarak kabul edilen yapıyı rehberimiz eşliğinde ziyaret ettikten sonra öğle yemeğimizi Meşhur Edirne Ciğeri olarak alıyoruz. Yemeğimizin ardından Bedesten Çarşısı’nda vereceğimiz serbest zamanda, Edirne‘nin sembolü Deva-i Misk tatlısı, Badem Ezmesi, Edirne Peyniri, Yöresel Meyve Sabunları, Aynalı Gelin Süpürgesi alışverişleri yapabilirsiniz. Alışverişlerimizi tamamladıktan sonra mimari üslup olarak Osmanlı’da başka hiç bir camide bulunmayan özellikleri ile ön plana çıkan Üç Şerefeli Camii’yi de gezerek aracımız ile buluşuyor ve turumuzun devamında Sarayiçi semtine gidiyoruz. Burada yapacağımız bir yürüyüşle Eski Saray Meydanı, Balkan Şehitliği, Adalet Kasrı, Fatih Köprüsü’nü (Taşköprü) ve Kırkpınar Güreşleri Sahası’nı görüp geziyoruz. Ardından, II. Bayezit Külliyesi ve 2004 yılında Avrupa Birliği en iyi müze ödülünü almış olan Sağlık Müzesi’ni ziyaret ederek turumuzu tamamlıyor ve otelimize gidiyoruz. Akşam yemeği ve Konaklama otelimizde. 

Konaklama Hoteli: 5*Margi Otel Edirne 

Sabah otelde alacağımız açık büfe sabah kahvaltımızın ardından, Edirne’den ayrılıyoruz ve Şehr-i İstanbul’a ulaşıyoruz. Bu güzel ve büyülü şehirde ilk ziyaretimize  Osmanlı Hanedanı’nın yeni ikamet adresi olan Dolmabahçe Sarayı ile başlıyoruz. Saray turumuzun sonrasında, İstanbul’un en hareketli semtlerinden Eminönü’ne hareket ediyor ve burada alacağımız öğle yemeği molasından sonra, bu güzel şehrin silüetini ve boğaz kıyıları boyunca bir inci gibi sıralanmış tarihi yapıları görmek ve boğaz sefası yapmak için bize özel demir alacak olan teknemize binerek İstanbul Boğazı turuna (ekstra) çıkıyoruz. Avrupa ile Asya kıtasını birbirinden ayıran aynı zamanda da Karadeniz ile Marmara Denizi’ni birbirine bağlayan bu özel su yolu üzerindeki yolculuğumuzda, rehberimizden, Boğaz’ın tarihi ve coğrafi özellikleri ile tarihin eskitemediği yalıları hakkında gerekli bilgilerimizi alıyoruz. Boğaz turunun sonunda Eminönü’ne tekrar dönüyoruz ve otobüsümüz ile buluşarak Sonrasında konaklayacağımız otele gitmek üzere günü sonlandırıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde. 

Konaklama Hoteli: 4*Hilton Garden Inn İstanbul Airport 

Sabah otelde alacağımız açık büfe sabah kahvaltımızın sonrasında, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan ve iki büyük imparatorluğa başkentlik yapmış olan İstanbul’un bu kadim geçmişinden kalan mimari şaheserlerin birer mücevher gibi süslediği Sultanahmet bölgesindeki Tarihi Yarımada’ya hareket ediyoruz. Buradaki ilk gezi noktamız, cihana hükmetmiş Osmanlı Hanedanı’nın, 400 yıl boyunca hem ikametgâh, hem de yönetim ve eğitim merkezi olarak kullanılmış olan Topkapı Sarayı olacak. Burada, Osmanlı dönemini yansıtan ihtişamlı eserleri gördükten sonra; 1500 yıllık tarihi yolculuğuna dünyanın en büyük katedrali olarak başlayıp, İstanbul’un fethi sonrasında camii olarak devam eden ve günümüzde bu çok katmanlı tarihinden geriye kalan hikâyeleri ziyaretçileriyle paylaşan Ayasofya Müzesi’ni ziyaret edeceğiz. Gezimizin devamında öğle yemeğimizde meşhur Sultanahmet köftelerinin tadına bakıyor ve ardından kısa bir yürüyüş sonrasında Tarihi Yarımada’nın en ilginç noktalarından biri olan Yerebatan Sarnıcı’na ulaşıyoruz. İstanbul’un Doğu Roma İmparatorluğu’na başkentlik yaptığı dönemden kalan bu yeraltı sarnıcı, suyun içinden yükselen 336 adet sütunuyla gizemli ve mistik bir atmosferde ziyaretçilerini ağırlıyor. Ardından, gezimizin bir diğer noktası; Osmanlı Sultanı I. Ahmet tarafından inşa ettirilen ve duvarlarını süsleyen mavi renkli çiniler dolayısıyla Mavi Camii diye de bilinen Sultan Ahmet Camii’ni geziyoruz. 17. Yy da Mimar Sinan’ın öğrencilerinden olan Sedefkâr Mehmet Ağa’nın inşa ettiği bu eşsiz tasarımı gördükten sonra yanı başında bulunan Hipodrom Meydanı’na yürüyor ve meydanı süsleyen Yılanlı Sütun, Dikilitaş, Obelisk ve Alman Çeşmesi’ni de görüp, hikâyelerini rehberimizden dinledikten sonra dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Yolda uygun tesislerde vereceğimiz molalarımızın sonrasında İzmir’ e ulaşıyoruz. Bir dahaki MOYA TUR’ da buluşmak üzere vedalaşıyoruz.